top of page

İklim Değişikliği, Borçlar ve Dünya Finans Sistemi

Dünya Bankası ve IMF tarafından yapılan yeni bir değerlendirmeye göre; yaşanmakta olan İklim değişikliği ve buna bağlı çevresel bozulmalar bir yandan ülkelerin gelirlerini düşürürken, diğer yandan harcamalarını arttırmaktadır. İklim değişikliği ve çevresel bozulmanın ülkelerin borçları ile birleşmesi ise küresel ekonomi için "gelirleri düşüren, harcamaları artıran ve iklim ve doğa kırılganlıklarını şiddetlendiren bir döngüyü tetikleyebilecek sistemik bir risk oluşturuyor".

Borçlar ve İklim Değişikliği.png

5 Nisan 2021 haftasında Dünya Bankası ve IMF üst düzey yetkilileri  bir araya gelerek  önümüzdeki birkaç ay içinde borçlu ülkeler, alacaklılar ve derecelendirme kuruluşlarıyla konuyu tartışmak üzere nasıl bir yol haritası oluşturacaklarını belirlemeye çalıştılar. Amaç, önümüzdeki Kasım ayında yapılacak uluslararası iklim görüşmeleri öncesinde somut öneriler üretmek. Bu öneriler arasında en önemli konu başta dünyadaki tek alacaklı ülke olan Çin’in de dahil olduğu zengin ülkelerin katılımlarını sağlamak.

 

Geçen yıl bütün dünyayı kasıp kavuran pandeminin de etkisi ile zaten gelirleri düşen az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ne iklim değişikliğini engelleyebilecek yatırımları ne de iklim değişikliğinin etkilerini ortadan kaldıracak veya en aza indirecek önlemlere para ayıracak durumdalar. Bütün bunların yanı sıra sahip oldukları devasa borçları ödemekte de ciddi sıkıntı içine girmiş görünüyorlar. Dünya ticaretindeki küçülmenin de etkisi ile zaten kısıtlı ölçülerde olan döviz girdileri de azalan bu ülkeler için yeniden borçlanma dışında seçenek görünmüyor. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası tarafından yapılan bir değerlendirmeye göre, borç, iklim değişikliği ve bunun getirdiği çevresel bozulmanın birleşimi, küresel ekonomi için "gelirleri düşüren, harcamaları artıran ve iklim ve doğa kırılganlıklarını şiddetlendiren bir döngüyü tetikleyebilecek sistemik bir risk oluşturuyor".  

1 Nisan 2021 tarihinde Reuters’da yayınlanan bir yazıda Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının son iki yıldır yaşanmakta olan pandemi ile birlikte derinleşen  küresel ekonomik çöküşün, önümüzdeki beş yıl içinde 72 ülkenin 598 milyar dolarlık borç geri ödemelerini tehlikeye düşürdüğü açıklandı.  Bu durum öylesine bir döngü oluşturuyor ki, borç ödeme güçlüğüne düşen ülkeler borçlarını erteleyebilmek için ödeyemedikleri borcun faizinden çok daha yüksek faizlerle borçlanmak durumunda kalıyorlar. Örneğin Kenya’da 10 yıllık bir tahvilin faiz oranı %12,6 ve bununla karşılaştırılabilecek ABD tahvil faizi ise %1,6. Yapılan bir başka araştırmada gelişmekte olan ülkelerde dış borç ödemelerine giden devlet gelirleri 2011 ve 2020 arasında yaklaşık üç kat artarak %17,4’e yükselmiş.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, "Öngörülebilir ve önlenebilir bir borç krizine doğru yürüyemeyiz" diyerek, çok sayıda az gelişmiş ve gelişmekte olan ülke için borçların hafifletilmesi çağrısında bulundu. Genel Sekreter: Ülkelerin toparlanma ve iklim değişikliği etkilerine karşı dayanıklılıklarını arttıracak yatırımları yapamayacakları anlamına gelen finansman kısıtlamalarıyla karşı karşıya olduğunu söylüyor. Düşünün; yalnızca düşük ve orta gelirli ülkeler, 2019 yılı sonu itibariyle 8.1 trilyon dolar borçluydu ve bu salgından önceki yılın verisi.

İklim değişikliğinin giderek artan ve gelirlerdeki azalmayı sürekli hale getiren etkilerinin yıllar içinde ‘iklim değişikliği-borçlar-dünya finans sistemi’ üçlüsünün içine gireceği sarmalla ciddi bir risk altında olduğu öngörüleri dillendirilmeye başlandı.  

bottom of page